Görkemli Bir Camii: Molla Fenari Camii

 Kategori Genel

Ülkemizin dört bir yanında birbirinden güzel ve görkemli camiler bulunmaktadır. Bu camilerin büyük bir kısmı geçmişten günümüze en iyi şekilde korunarak taşınmışken bazılarıysa son yıllarda modern mimari anlayışlarına uygun şekilden sıfırdan inşa edilmiştir.

görkemli

Türkiye’nin neredeyse her şehrinde, mutlaka görülmesi gereken en az bir görkemli cami bulunmaktadır. Elbette bu camilerden birçoğu cazibe merkezi olan Şehr-i İstanbul’da yer alıyor. Süleymaniye Camii, Eyüp Sultan Camii, Fatih Camii ve Ortaköy Camii İstanbul’da yer alan önemli camiler arasında yer almaktadır. Tüm bu camilerin arasında Molla Fenari Camii’nin hikayesinin başlangıcı oldukça eskiye dayanmaktadır ve tarihimizde özel bir yeri vardır.

görkemli

İstanbul’da Fatih ile Çapa semtleri arasında bulunan Yenibahçe vadisinin Vatan Caddesi kenarında bulunan Molla Fenari Camii, Roma döneminde, İmparator VI. Leon zamanında, Donanma Kumandanı Konstantinos Lips tarafından 907 yılında manastırın kilisesi olarak kurulmuştur. Kurulan manastıra “Moni tu Libos” adı verilmiştir.
Kilisenin batı ve güney kısmını “L” şeklinde saran ikinci bir yapı 14. yüzyılda yaptırılmış, kilise daha geniş ve görkemli bir hal almıştır. Bizans döneminde şehrin önemli dini merkezlerinden biri olan manastır ve kilise şehrin fethine kadar kullanılmıştır.

görkemli

Hristiyanların manastır ve kiliseyi tam olarak ne zaman boşalttıkları bilinmemektedir. 2. Bayezid döneminde terkedilmiş durumda bulunan kilise Fenârîzâdeler’den Kazasker Alâeddin Ali Efendi tarafından 15. yüzyılın sonlarında mescide çevrilmiştir.

1633 yılında gerçekleşen ve İstanbul’un büyük bir bölümünü yok eden yangında mescid yanmış ve mimari açıdan da zarar görmüştür. Daha sonraki yıllarda Sadrazam Bayram Paşa tarafından tamir ettirilen ve minber koyulan mescid camiye çevrilmiştir.17. yüzyıl sonlarında, caminin imamı Şeyh İsa El-Mahvi, caminin bir kanadı ile manastır hücrelerini Halveti zaviyesi olarak kullandırmıştır. Bu yüzden caminin adı “Fenari İsa” olarak değişmiştir.

görkemli

Camii, 1782 yılındaki Cibali yangınında büyük zarar görmüştür. Mihrişah Valide Sultan vakfına dahil edilen yapı, 1831 yılında padişah izniyle tamir edilmiştir. 1918’deki büyük Fatih yangınında yine yanmış olan cami, atların kaçak kesildiği mezbaha gibi kullanılmıştır. 1942’de minaresi yıktırılmış ve uzun yıllar harabe halinde kalmıştır. 1960 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce ciddi bir restorasyona uğramış ve 1967 tarihinde tekrardan ibadete açılmıştır.

2019 yılında son restorasyonu yapılan caminin halısı Çelebizade Halı tarafından üretilmiştir. Taş duvarların rengine uyum sağlayacak mavi renk kullanılmış ve duvar süslemesinde kullanılan yaprak motiflerine uygun olarak saf çizgileri tasarlanmıştır.

Recent Posts

Yorum Bırakın